1 Kasım 2008 Cumartesi

güle güle arkadaşım

Hiç ölmeyecekmişiz gibi yaşıyoruz hep, ama biz değilsekte ölen, birilerinin ölmesi bazen etrafımızda üzmekten yıkmaktan öte bir şey hatırlatıyor bize.

Sende bende öleceğiz biliyorsun, hayallerimiz yaptıklarımız yapacaklarımız olmayacak artık. Bizi sadece beraber geçirdiğimiz zamanlardan hatırlayacaklar. Ve bir gün bizi hatırlayanlarıda hatırlayabilicek kimse kalmayacak.

Neden yaşamak öyleyse, bu mecburiyet neden. Acılar, hayal kırıklıkları, kalp kırıkları, göz yaşları, başarısızlıklar neden, neden katlanıyoruz bu sınavlara. Bu terk edilmeler, bütün bu saçlarımızdan bir teli daha beyazlatan her şeyi neden yaşıyoruz.

Kesinlikle hatırlanmak için, birilerinde iz bırakmak için. Tek bir hakkımız varken yaşamak için elimizden geldiğince var olmaya çalışıyoruz.

Ciddiye almadıkca ve onunla dalga geçtikce, böyle yapamamış milyarlarca insanın kahramanı oluyoruz. Uçabilen insanlar gibi inanılmazı başarıyoruz.

Onu herkesten hızlı yaşadığımızda ve yoğun bir yürekle erken öldüğümüzde de hatırlanıyoruz. Bir çok kadını hem sevip, hem sevildiğinizde de rahmetle olmasada çoğu zaman anılıyorsunuz işte bazen. Ya o kadın bir daha kimseyi sevip güvenememesine neden olarak sizi gördüğünde yada bir daha hiç öyle sevişemeyeceğini anladığında.

Birinin hayatını kurtardığınızda da aynı şekilde. Ya birinin hayatını kurtarmanıza rağmen sonrasında ölüyorsa. Ya siz ondan önce ölürseniz. Tanrı hepimizin hayellerine gülüyordur eminim ki.

Yaşamak güzel şey be kardeşim ne olursa olsun, onu ciddiye almamak güzel şey, yarın ölebileceğini bilmek harika bir duygu bunu bilmemene rağmen.

Hiç yorum yok: