18 Eylül 2008 Perşembe

şaka

silahı doldurdum
tetik parmaklarımın ucunda
bardağı kaldırmaktan daha da kolay ölmek
bakana göre değişir bu ölme durumu
şakağım namnunun ucunda
basmak mı gerek?
yoksa savaşır olmak mı gerek
cenazem yakışıklı olurdu aslında ölsem ve bu yaşta dirilsem
bakanlara ve görenlere kendi gözlerimle göstersem
ve ne kadar zor aslında yaşamak
yanlış anlıyorsun işte
asıl ölmek isteyen ben miyim?
yoksa sandığın bu mu?
hissetmeyince ne sıcak değil mi?
ve duymayınca ne güzel dünya
görmeyince rezilliği
dua okurlarken onlar senin çürüyen bedeninin uzaklaşan ruhuna
yukardan bakmak hepsinin sol omzuna
günahlarını görmek
bak işte kırmızı kapı cehennem işte
söndüğünde ışığın göreceğin ilk ışık
cennet yada cehennem
bu şarjör neden boş ve ben nerden bulucam gecenin bu saatinde mermiyi
bıçağı nereye kadar sokacağımı bile bilmiyorum
kanım akarken izleyemem zaten
ne duman var bu saatte
ne de bir gram beyaz kar tanesi şeker tadında
boş bir sigara dumanı ciğerlerime çektiğim

Hiç yorum yok: